7 Mayıs 2012 Pazartesi

Vahiy teorileri

Vahiy teorileri

Teologların geleneksel olarak iddia ettikleri Tanrı’nın kendisini bir takım özel iletişim yolu olan vahiyle insanlara takdimidir. Bu bağlamda özellikle Hıristiyan ilahiyatında vahiy ikiye ayrılmaktadır. Bu iki vahiy çeşidi özel ve genel başlıkları altında toplanmaktadır. Yahudilikte, Hıristiyanlıkta ve İslamda vahiy önemli bir rol oynamaktadır. Aslında vahiy “Dini Tecrübenin” bir uzantısıdır. Tanrı’nın bir takım “Özel Etkinlikleri” inananları doğrudan kendisine bağlı kılmaktadır. Bu özel etkinlikleri ayırıcı özelllikleri ile tanımanın ve bu özel etkinliklere inanmanın zorlukları üzerinde durmamız gerekmektedir. Bu nedenle bu konuya çeşitli yollardan yaklaşmak mümkündür.

Birincisi; gerek peygamberler aracılığı ile ya da başka bir yolla ulaştığı söylenilen vahiy aslında başlı başına bir mucize çeşitidir. Vahyin kabulü mucizenin kabulüne bağlıdır. Peygamberler, kutsal yazılar, bu yazılarda olup bitenler doğallık içersinde açıklanamaz.

İkincisi; mucize de aynı zamanda bir özel vahiy şeklidir. Mucizeler vahiy olarak değerlendirilirler.

Üçüncüsü; Yahudilikte, Hıristiyanlıkta ve İslam’da vahiy olarak kabul edilen bütün metinlerin içinde mucizeler vardır.

Dördüncüsü; böyle bir tecrübeyi çok az kişi yaşadığı için, kanıt ilişkisi diğer şekilde olmalıdır. Mucizeler için kanıt özel vahyin tanıklığı olmalıdır.

Şimdi bu genel girişten sonra vahiy teorilerine bakalım

Geleneksel bakış açısı: Hıristiyanlığa göre vahiy Tanrı’nın insanlığa yetkin hitabıdır. Muhafazakar Katolik ve Hristiyan görüşü böyledir. Aslında Katoliklerle Protestanların vahiy üzerine vurguları da birbirlerinden oldukça farklıdır. Katolik inancında Kutsal Yazılarla birlikte geleneklerde neredeyse vahiy kapsamındadır. Protestanlıkta ise yalnızca Kutsal Yazılar vahiy kapsamındadır.

Geleneksel bakış açısı aslında vahyi doğrudan açıklanmış olarak görmektedir(Propositional). Tanrı’nın etkinlikleri yoluyla, tarih içine girmesi ve tarih içinde hareketi yoluyla ya da insana hitabı şeklinde vahiy yeryüzüne ulaşmaktadır ve bu vahyin hatasız olduğu kabul edilmektedir. Vahyi kalemle kağıda aktaranlar insan oldukları için doğal olarak insani hatalar yapabilirler. Buna karşın vahiy insan üstüdür ama insan karakterinde, kültüründe, kısır açıklamalarında ifade edilmiştir.

Liberal bakış açısı: Bu görüş özellikle ondokuzuncu yüzyılda gelişen klasik liberal teolojinin görüşüdür. Klasik liberal görüş onsekizinci yüzyıldaki iki gelişimin ürünüdür. Bunlardan ilki, akılcı aydınlanma fikridir. Bu görüş gerçeği bulmak için hep bir neden aramaktadır. Bu tarz düşüncede Tanrı’nın özel etkinliklerine, mucizelere yer verilmektedir. İkincisi ise; “yüksek eleştiridir”. Bu eleştiri bütün herşeye karşı kullanıldığı gibi Kutsal Yazılara da kullanılmıştır.

(Nonpropositional) Doğrudan olmayan bakış açısı: Bu görüş geleneksel bakış açısı ile liberal bakış açısı arasındaki görüştür. Liberal görüşe karşı çıkmıştır. Neo-ortodoks denen görüşle alakalıdır. Bu görüşe göre Tanrı gerçekten Tarih içinde özel bir biçimde hitap etmekte ve işlemektedir. Ama Liberal görüşe görede Kutsal Yazıların açıklanmasında insan kullanıldığı için Kutsal Yazılar yanılabilir de.. Tanrı hala aynı Tanrı olduğuna göre O’nun vahyi hali hazırda devam edebilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder